9 Eylül 2012 Pazar

RHCP rüyası ve sonrası....


Evet geçtiğimiz 5 ayın her 8. gününde size dün gecenin heycanını hatırlattım. Ailemin bana aşıladığı RNR aşkının üstüne benim onlara tanışttırdığım ilk gruplardan biriydi ve bu konser için yıllarca bekleyenlerden biriydim.

Konserin performans bölümüne dair ( İTÜ bir muzikoloji  Y. Lisans öğrencisi adayı olarak) profösyonel yorumlar yapıp haddimi aşmayacağım ama genel olarak Flea, Anthony,Josh ve Chad onlardan beklediğimiz lezzette bir konser yaşattılar bize. Ayrı ayrı hepsinin yaptığı sololar, Josh ve Flea'nın uyumu, Anthony'nin her zamanki delice hareketliliği ve Josh'ın kırık ayağına ramen bize hiçbir şey hissettirmecesine çalması... Ayrıca neredeyse hiç bir Setlistlerinde olmayan, benim son albümde delicesine severek dinlediğim  Did I Let You Know'u İlhan Erşahin'in saksafonu eşliğinde çalmöaları benim için konseri unutulmaz kılacak olaydı.
 Konser sırasında ve sonunda verilen mesajlarsa evrensel bir bakış açısından, ülkemizin şu günlerdeki durumuna bir uyarı niteliğindeydi…

Gelelim seyircilere.... 

Turne I'm Whit You albümü dolayısiyle gerçekleştiği için, otomatikman şarkılar son album ağırlıklı olacağı bilinen birşeydi. Snow Snow diye bağıran kitle biraz setlist taraması yapsaydı, belki bu kadar hayal kırıklığına uğramayacaklardı. I’m Whit You’daki şarkılar dahil bütün şarkıları avazım çıktığı kadar söylediğim için bana gülümseyerek ve hayretle bakan Golden Ring seyircileri de olmayacaktı… Arkamda görebildğim (200-300 kişillik) K1 seyircileriyse Cant Stop ve Under The Bridge dışında yine pek eşlik etmiyorlardı… (Çevremde görebildiğim kadarıyla konuşuyorum. Yine de Sezar’ın hakkı Sezar’a…)

Ben nasıl mı Golden oldum?

Normalde biz de (dünyanın en cool konser seyircisi Kerem ile) her orta halli vatandaş gibi K1 biletlerimizle yollara düştük. Ben pozitifin Engelli girişi anonsunu sosyal medyada duyduktan sonra girişte oraya yönelip nasıl bir platform oluşturduklarına bakmaya karar verdik. Tüm engellileri Golden Ring kapısından içeri aldıkları için, kendimizi, bir anda Golden Ring içinde dolaşırken bulduk. Bu, benim için ilk defa sınıf farkına teslim olduğum andı. Arkama dönüm K1’dekilerin haline baktığımdaysa Pozitif’in beni ezilmelten kurtardığını farkkettim… Hareketlerimin kısıtlanmaması açısından konseri çok keyifli seyrettiğimi söyleyebilirim…

Tüm bunların yanında, K1deki arkadaşlarımın görüş açıları ve üstüste konser seyretmeye çalışmalarını gördükten sonra, aylarca Santralİstaanbul RHCP için doğru yer değil diye haykırışlarımızın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görmüş olduk...
 
Dönüşememek…

Dün gece haliç sokaklarında çaresizce metrobüs durağına kilometrelerce yürüyen binlerce kişiden biri olarak, Sanntralİstalbul’un dönüş plansızlığına deliler gibi kürfedenlerdenim! Siz gelin para harcamanız rahat olsun, sonra ne haliniz varsa görün mantığını anlamak mümkün değil. Sadece şu kadarını söylüyorum anadolu yakası için Kadıköy’e bir ring sefer düzenlenseydi çıkıştaki izdihamı yarı yarıya engellmiş olurdunuz….


Sevgili meraklılarım umarım yukardakı uzunca yazım size dün nasıl bir gün geçirdiğim hakkında bir cevap vermiştir…

Görüşmek üzere…